İstanbul’dan yaklaşık 4,5 saatlik bir uçuşla rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir şehir Lizbon. Lizbon Gezi Rehberi olarak ben de çok sayıda yazı okudum ama hiç bir yazı kendi yaşadıklarınızı vermez diyerek yola çıktım.
Portekizli denizci ve kaşif Ferdinand Macellan kadar olmasa da ben de gezmeye, görmeye ve tabii ki yemeye meraklıyım.
Yaptığım gezileri bundan böyle blog sayfamda paylaşmaya çalışacağım. Bundaki amaçlarımı da iki ana başlıkta toparlayabiliriz:
- Ben yaptım, siz yapmayın.
- Ben yaptım, siz de yapın.
Dilerseniz Avrupa’nın en batı ucu olan Portekiz’in başkenti Lizbon Gezi Rehberi‘ne geçmeden hemen önce seyahat videolarımı takip edebilmek için YouTube kanalıma abone olabilirsiniz. Hatta eliniz değmişken Instagram profilimi de takibe alabilirsiniz.
Lizbon’a kaç gün yeter?
Bir ülkeye, şehre seyahat etmeden önce araştırdığımız en önemli konulardan bir tanesi de kaç günlük bir program yapmamız gerektiğidir. Döviz kurlarının günümüzde yüksek olması nedeniyle de mümkünse en az konaklama masrafı ile seyahati tamamlamaya çalışırız. İşte Lizbon bu bakımdan çok kolay bir şehir. 2 günde her yerini gezebilirsiniz. Karış karış gezmekten bahsetmiyorum tabii ki…
Lizbon’da ne yenir?
Aslında bol bol deniz ürünü yenir ama benim gibi “etobur” bir tüketici için çok da bir anlam ifade etmiyor. ☺️
Bunun haricinde hiç kuşkusuz en önemli lezzetleri Nata. Jeronimos Manastırı‘na çok yakın olan Pasteis De Belem‘de (Belem Pastanesi de diyebiliriz) 400 kişilik salonu hıncahınç dolu olan, bazen uzun süre beklemek zorunda kaldığınız meşhur pastanede tanesi 1,15 Euro olan Nata’lardan yemeden gelmeyin.
Lizbon’da nereler gezilir?
- Belem Kulesi
Lizbon’un merkezinden ya da turistik bölgesi Cascais’ten raylı sistemle kolaylıkla ulaşılabilen Belem Kulesi tüm turistlerin uğrak noktalarından. Belém Kulesi, 16. yüzyılın başlarında Portekizli kaşif Vasco de Gama anısına yapılmış. Şehrin sembollerinden olan kule günümüze kadar zarif mimarisini korumayı başarmış.
- Keşifler Anıtı
Asıl adı Padrão dos Descobrimentos olan ve dilimizde “Keşifler Anıtı” ya da “Kaşifler Anıtı” diye söylenen bu turistik anıt yaklaşık olarak 54 metre yüksekliğindedir ve Portekiz’in meşhur Travella gemisinin ön yüzüne benzetilmiştir.
- 25 Nisan Köprüsü
Portekiz’in Lizbon şehrinde Tejo Nehri’nin üzerine kurulan 25 Nisan Köprüsü, bir asma köprüdür. Yaklaşık olarak 70 metre yükseklikte olan köprü, 6 Ağustos 1966 tarihinde Salazar Köprüsü adıyla açılmış olsa da sonradan adı değiştirilmiştir. San Francisco’da bulunan Golden Gate Köprüsü‘nün mühendisleri tarafından inşa edilmiş olmasının etkisi var mıdır bilinmez ama iki köprü birbirine çok benziyor.
- Cascais
Lizbon’un bu küçük ve sevimli tatil kasabası benim gezdiğim dönem olan Mayıs ayı sonunda oldukça az kalabalığı olan, kafa dinlemek için birebir noktalardan birisiydi. Lizbon şehir merkezinden trenle gelebileceğiniz Cascais’in merkezi yürüme mesafesinde noktalarla dolu.
Lizbonda yapılacaklar, yapılmayacaklar nelerdir?
Şimdi benim için meselenin en can alıcı kısmındayız. İşte listelerim:
Ben yaptım, siz yapmayın:
- Alışveriş yaparken etiketlerde yazan tutarları kendi para biriminize muhakkak çevirin. Sonra kredi kartı ekstreniz geldiğinde çok mutsuz olabilirsiniz.
- Şehir kartı almaktan çekinmeyin. Bazı kartlar sadece metroda, bazıları sadece trende vb. kullanılıyor. Sonra hepsine ayrı ayrı çok fazla ödeme yapmış oluyorsunuz.
Ben yaptım, siz de yapın:
- Belem Pastanesi’nde muhakkak sıcacık Nata yemeye çalışın.
- Belem Kulesi ve civarını gezin.
- İmkânınız olursa tekneyle nehir turu yapın.
- Uber ya da taksi kullanmaktan çok korkmayın ama abartmayın da.
- Nostaljik Sarı Tramvayla şehir turu yapın. Daracık sokaklarda keyifle gezin. Bu arada tramvaya ilk durağından binmeyi ve cam kenarında yer kapmayı unutmayın. Tramvay içerisinde oldukça hızlı ücretsiz internet de bulunuyor. 😉
- Lizbon’da bolca meydan var. Hepsini bana tek tek yazdırmayın ama gezin. 😊
- Elektrikli Scooter kiralayabilirsiniz. Hatta size incelet.com için hazırladığımız videoyu da paylaşayım da daha fazla merak etmeyin.
İlk seyahat yazımı da böylelikle paylaşmış oldum. İçerisinde herhangi bir “sponsorluk anlaşması olmayan“, “en iyi ben bilirim egosu” taşımayan bu yazıyı okuduğunuzda eksiklerimi de görmüş olabilirsiniz. Lütfen yorum yazarak benimle paylaşın. Bir sonraki Lizbon ziyaretime giderken ben de sizlerden bir şeyler öğrenmiş olurum.